13 Kasım 2013 Çarşamba

Aşura'nın zehiri Kerbela!

Halbuki;
Ne hikmetli bir aydır Muharrem...
Allah'ın ayıdır...
Ve Muharrem ayının 10. günü.
Yani Aşura Günü.
Ne hikmetli bir gündür Aşura Günü.
Nice mucizeleri gerçekleştirmek için, ulu Tanrımız Allah-ü Teala o mübarek günü seçmiştir...
Hikmetlerini saymakla bitiremezsiniz bu mübarek günün.
Allah'a iman edenlerin büyük bir coşku ile kutladıkları bu mübarek gün yaşanan Kerbela olayı ise İslam'ın sırtına saplanmış bir zehirli hançer gibi yüzyıllardır yüreklerimizi yakmaktadır...
***

O güne kadar;
O belalı güne kadar,

Muharrem ayı coşku ayıydı Müslümanlar için...
Aşura günü ağızların tatlandığı,
Müslümanların kardeşliklerinin pekiştiği,
Fukaraların sofralarının şenlendiği bir bayram günü olarak kutlanırdı...
Ve o gün...
O belalı gün...
Aşura'yı yasa boğan gün...
Aşura'ya zehir damlatan gün...
İslam'ı hançerleyen gün...

O gün yüzyıllar sürecek bir büyük acı düştü yüreklerimize....
***
Bugün biz yine o günü yaşıyoruz,
Yüreğimizdeki ihanet acısı halen taptaze.
Hüseyin'i ve onlarca Ehl-i Beyt'i susamışlığı halen dudaklarımızdadır...
Susadık ya Rabbi!
Susamışlığımızı, susuzluğumuzu Yezid'in kılıcından damlayan kan damlalarımızla giderdik ...
Minicik yavrularımızı,
Cennetin gülü Hüseyinimizi susuz bırakıp soldurdular ya Rabbi!
Hüseynimizi susuz bırakanları sen de ebediyen susuz bırak ya Rabbi!
***

Kerbela, insanlık tarihinin en acı katliamlarından birinin yaşandığı bir olaydır.
Kerbela, İslam tarihinde bir dönüm noktasıdır.
Kerbela İslam'ı kendi yorumlarıyla yozlaştırmaya çalışanlarla gerçek anlamda yaşanmasını arzu edenlerin verdiği bir mücadelenin acı bir hatırasıdır.
Kerbela yüzlerce yıl, belki de insanlık tarihi boyunca sürecek bir savaşın başlangıcıdır.

Bugün bile "Hz. Hüseyin ile Yezid yine karşı karşıya gelse biz yine Yezid'in tarafında oluruz" deme cüretini gösterenler olduğu gibi bizler de sonsuza dek varolacağız...
Hz. Ali'nin, Hz. Hasan'ın, Hz. Hüseyin'in ve Ehl-i Beyt'in Hz. Peygamber'den devraldığı o kutlu sancağı sonsuza dek yere düşürmeden taşımaya yeminli bizler Yezid'in torunlarına, Yezid'in askerlerine karşı mücadelemizi sonsuza dek sürdüreceğiz elbet.
***
Babası Hüseyin'in bacaklarına sarılıp; "Babacığım ne olursun gitme, bizleri sensiz bırakma, susuzluğa dayanacağım, bir daha su istemeyip seni üzmeyeceğim, ama sensizliğe dayanamayız babam" diyerek yalvaran gözyaşları döken minik şehidimiz, Sakine bacımızın gözyaşları bugün bizim yanaklarımızı ıslatıyor.
Ağabeyi Hüseyin'in şehadete gözyaşları ve dualarla uğurlayan Hz. Zeynep'in metaneti, sevdası bugün o kutlu sancağı taşımamızda bizim en büyük güç kaynağımız.
Unutmadık.
Unutmayacağız.
Allah'ın dinini hançerleyenlere ömrümüz yettiğince lanet okumaya devam edeceğiz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder