Cumhuriyetimizin 100. yılı arefesinde Eskişehir'de bir toplantıya katıldım.
Eskişehir Mezunları ve Eskişehir'den Yetişenler Vakfı (ESVAK) Eskişehir Şube Başkanlığı tarafından tertip edilen toplantıda sayıları giderek azalan 68 kuşağı Ülkücü büyüklerimiz ve aynı dönemin Ülkücü şehitlerinin aziz anıları ile duygu dolu saatler geçirmek nasip oldu bizlere de.
***
Yüzbinlerce şehidimizin kanlarıyla süslenmiş Anadolu topraklarında kurulan son Türk devleti Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılını coşkuyla kutladığımız böylesi anlamlı ve duygu yüklü bir günde Ülkücü şehitlerimizin aziz hatıralarını yad etmek için bir araya gelen dava büyüklerimizin arasında yer bulabilmek bizler için paha biçilmez bir lütuf oldu.
***
Toplantının açılışı şehitlerimiz ve Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunarak yapıldı. Hepimiz coşkuyla İstiklal Marşımızı okuduk ve ardından tüm şehitlerimiz ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aziz ruhları için Kur'an-ı Kerim tilaveti yapıldı. Kutsal kitabımızın ayetleri ruhumuza dokunurken yapılan slayt gösterisinde şehitler geçidi vardı. Kutlu bir dava uğruna canlarını vermekten geri durmayan kahramanlar. Her türlü dünyevi varlıklarını şehadete feda eden, vatan için, bayrak için, namus için tüm kutsal değerler için feda eden isimleri altın harflerle tarihin tozlu sayfalarına yazılan kahramanlar geçidini izlerken gönül dünyamız alt üst oldu.
***
İşte Eskişehir'deki Ülkücü Hareket'in şehitler kervanı:
YILMAZ KESKİNDEMİRCİ
İSMAİL İKİZ
MEHMET KIYAK
OSMAN GÜÇLÜ
BİLAL AKBEL
ŞERAFETTİN KARCI
HALİS ÖZTÜRK
YAŞAR KANMAZ
YUNUS ŞAHAN
LEVENT GÜLPINARLI
CENGİZ MASIR
FARUK FERAH
GÜN SAZAK
NİHAT AKSU
MUSA TAŞ
MUSTAFA KARACAOĞLU
MEHMET ÖZDAL
SÜRAP ŞAHAP ESEN
NURETTİN YILDIZ
NAHİT BULUT
***
Kur'an-ı Kerim'in ruhumuzu okşayan kutsallığı ve şehadetin gönüllerimizi titreten yüceliği bir aradaydı. Zaman zaman gözlerimiz doldu, zaman zaman göğsümüz kabardı. Anadolu'da Türk varlığının bekası için Çanakkale'de şehit düşen Kınalı Kuzular'ın saf saf cepheye koşuşlarını izler gibiydik. Yavrularını vatana kurban etmek için kınaladıkları saçları, şehadet şerbetinin cennet kokusunu da alıp, esen rüzgarlarla Anadolu'nun her karış toprağını dolaştığı gibi ruhlarımızın ta derinliklerinde dolaşıyordu o anlarda. *** Şehit arkadaşlarının anılarını kutsal bir görev ile yaşatmak isteyen ESVAK kurucuları gururluydu. ESVAK'ın üniversite öğrenimlerini sürdürebilmeleri için burs verdiği öğrenci kardeşlerimiz de bizimle aynı duyguları yaşıyor, paylaşıyordu. Üniversite öğrenimlerini tamamlayamadan canlarını vatan için feda eden şehitlerimizin geçit töreni defalarca gözlerimizi nurlandırırken onların anısını yaşatmak için mücadeleye katılan bu öğrenci kardeşlerimizin gözlerindeki ışık 9 Işık gibi parlıyordu. *** Eskişehir'in şehitleri bir bir perdeye yansırken ESVAK'ın sıradan bir vakıf kuruluşu olmadığını iyice anladım. Üniversite öğrenimlerini tamamlayamadan şehit düşen dava erlerinin bıraktığı bayrağı genç öğrenci kardeşlerimiz devralıyor ve nice mezunlar yetiştirerek vatan hizmetine ömürlerini adıyorlar. Bu vakfı kuran insanlar da alelade insanlar değiller. Böylesi kutsal bir davaya adanmış bu insanlar en az Eskişehir'in şehitleri kadar saygıyla ve minnetle anılması gereken insanlardır. *** Böylesine yüce bir vazife ile hayatlarını kutlu bir davaya adayan tüm ESVAK kurucu ve yöneticilerini kutluyorum, şükranlarımı sunuyorum. Ahirete göçen büyüklerimi de saygı ve rahmetle anıyorum. Şunu herkes bilmelidir ki, ESVAK nesiller boyu yaşamalı ve kutlu bir davanın temelleri üzerine kurulan bu yapı asla ve asla kişisel çıkarlar ve menfaatlere alet edilmelidir. Bugüne kadar tertemiz bir geçmişle buralara getirilen ESVAK bundan böyle de aynı ilkeler doğrultusunda sonsuza kadar yaşatımalıdır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder