11 Temmuz 2013 Perşembe

İnsan Olmak Zor Zenaat: Ali İsmail Korkmaz...

"İnsan olabilmek zor zenaat" derlerdi büyüklerimiz.
Gerçekten çok zor bir zenaatmış bunu yaşadığı bunca yıl içersinde çok iyi anladım.
Dün 19 yaşında bir çocuk öldü!
Fail-i Meçhul!
Ülkemin başbakanı "Evdeki yüzde 50'yi zor tutuyorum" dedi ve birden bire ortaya eli sopalı, silahlı, palalı, satırlı insanlar çıktı...
Ateş ediyorlar,
Dövüyorlar,
Saldırıyorlar...
Kadınları tekmeliyorlar...
Ve o genci,
Ve o çocuğu,
Ali İsmail Korkmaz'ı bir sotede kıstırıp öldüresiye dövüyorlar...
Yaralı olarak gittiği hastanede karşılaştığı durumu burada yazmaktan bile utanıyorum...
Bilenler biliyor...
Ve dün o çocuk öldü...
Bir çocuğumuzun evladı ile aynı yaşta...
Bir çoğumuzun kardeşi ile aynı yaşta...
Bir çoğumuzun yeğeni ile aynı yaşta...
Bir çoğumuzun sevgilisi ile aynı yaşta...
Bir çoğumuzun can yoldaşı ile aynı yaşta...
***
Ve o çocuk,
Ve o genç adam,
Ve o anasının babasının ciğerparesi,
Dün uzun süren bir yaşam mücadelesinde yenik düştü ve hayatını kaybetti...
Ciğerim yandı...
Evlatlarım geldi aklıma...
Benim evladım da olabilirdi...
O ananın babanın çektiği ızdırabı onların yaşadıklarını yaşamadan hissettim,
Belki de hissetmeye çalıştım...
Böylesi bir acı olabilir mi acaba yeryüzünde diye düşündüm...
Olamazdı...
Evlat acısı kadar büyük bir acı olamazdı...
İçim daha çok acıdı...
Bir evlat için dökülebilecek ne kadar yaş varsa göz pınarlarımda süzüldü yanaklarımdan aşağıya...
***
Sosyal medyada fotografını gördüm Ali İsmail'in...
Ne de güzel gülmüş öyle...
O fotoğrafını görünce, bir kaç kelime döküldü yüreğimden...
Hemen o an fotoğrafın altına ekleyiverdim o sözcükleri...
Belki güzeldi sözcükler belki de çok boktan bir şiir...
Ama benim yüreğimden döküldüler...

"Ve gün gelecek
Söndü sanılan gözler uyanacak
Bitti sanılan ışıklar
Yeniden aydınlatacak
Ve o gün
Boğulacak haramiler
Ve o gün
Yok olacak zalimler
Uyanan gözlerdeki aydınlığın karanlığında

Gülücükten çiçekler domuracak
Gözyaşları kırağı olup düşecek yapraklara
O yapraklar
O çiçekler
Ürkütecek katilleri
Onlar kopardıkça dalından
Ali İsmailler yeşerecek topraktan"

Hepsi bu kadar işte...
Ötesi berisi üç beş kelime
***
Ertesi gün,
Yani bu sabah
Bilgisayarımı açtığım vakit
Sosyal paylaşım sayfamdaki mesaj kutuma bazı arkadaşlar mesaj akmışlar...
Benim şiir yazdığım o çocuk, aslında şucuymuş da bucuymuş da,
Benim dünya görüşümle tam zık bir dünya görüşüne sahipmiş de,
Ben böyle bir adamı nasıl savunurmuşum...
Henüz Ali İsmail'in yaşlarındayken büyüklerimden sıkça duyduğum o söz geldi aklıma;
"İnsan olmak zor zenaat"
Bu devirde Ülkücü olmak çok kolay;
Bir Bozkurt işareti yaparsın Ülkücü olursun...
Bu devirde Devrimci olmak çok kolay;
Bir Che tişörtü giyersin, Deniz Gezmiş'i sosyal paylaşım sitende kapak fotosu yaparsın Devrimci olursun...
Bu devirde İslamcı olmak çok kolay;
Cuma sabahları klişe cuma mesajlarından biri alıntılar, Cumanız Mübarek Olsun dersin İslamcı olursun...
Bunlar çok kolay işler artık...
Ama insan olmak halen çok zor bir zenaat...
***
19 Yaşında bir çocuk hunharca öldürülmüş ve birileri onu dünya görüşüyle yargılamaya, böylesine hunharca öldürülmesini haklı göstermeye çalışıyor...
Olacak iş mi yahu!
İnsanız biz insan!
Mazlum her yerde mazlumdur...
Biz kendisine taşlarla saldıran Taif halkının helak edilmemesi için Allah'a yalvaran Hz. Muhammed'in ümmeti değil miyiz yoksa!
Biz nasıl bu kadar merhametsiz olabildik!?
Efendim "O da eylemlere katılmasaymış"...
Bunu söyleyenler kendilerini dindar olarak kabul edenler...
Bunu söyleyenler Taif merhametinin sahibi olan Peygamber'in ümmeti olduklarını iddia edenler...
Yazık size yazık!
Taif merhameti sizi affetmeyecektir!
19 Yaşında bir can...
19 Yaşında bir canın yok edilmesindeki acı, elem ve kederi hissedemiyorsanız benim ne arkadaşım, ne de dostum olabilirsiniz zaten...
***
Dün ben dünyanın en zor zenaati, yani insan olabilmeyi becerebildiğimi anladım o insan müsveddeleri sayesinde...
Onlar 19 yaşındaki evladımızı ne gözle görüyorlarsa görsünler,
Ben o çocuğu kendi çocuğum gibi gördüm ve o acıyı anası babası gibi hissettim yüreğimde...
Başbakan'dan tutun da tüm muhalefet partisi milletvekillerine kadar herkesin en yakınında 19 yaşında nice evlatcıklarımız vardır...
Onları düşünün,
Bir empati şöleni yapın ve zor olanı,
Yani bir kerecik olsun insan olmayı deneyin...
Güç sizin elinizde TBMM çatısı altında toplanan sayın vekiller...
Daha öncekileri yok saydınız...
Ali İsmail'i bari görün...
19 Yaşındaki evlatlarınızı görün...
O çocuk sizin çocuğunuz...
Kızınız ya da oğlunuz...
Yüreğiniz yanmadı mı hiç...
Neden halen insanları ayrıştırma, ötekileştirme politikalarınızı sürdürüyor ve göz yumuyorsunuz!?
Neden hepiniz birlik olup,
Ali İsmail'in cenaze merasimine katılarak, bu ülkede bir daha böylesi hunharca cinayetlerin işlenmemesi için birlikte mücadele edeceğinizin mesajlarını vermiyorsunuz bu halka!?
***
Bir Ramazan manisi vardı,
O da unutulup gitti...

Yeni Cami direk ister,
Söylemeye yürek ister
Benim karnım toktur amma
Arkadaşımın canı börek ister...

Bir memleket sözü vardır;
Lafın uzunu aptala anlatılır....

Anlayan anlasın artık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder