11 Ekim 2017 Çarşamba

ŞERMİN!...

Bazı hayatlar roman gibidir.
Yazılmış romanlar vardır.
Bir de yaşanmış romanlar vardır.
Yazılamayan romanlar.
Roman tadında hayatlar.
İşte biz bu hayatlardan bir çoğunu yaşadık.
Kimsenin okumadığı ve okuyamayacağı roman tadında hayatlara ortak olduk.
Bu hayatlardan biri de benim kız kardeşim, sevgili dayıcığım ilk evladı Şermin'in hayatıdır.
Çok kısa da olsa bugün onu yazmak ve sizlerle paylaşmak istedim.
***
Kasımpaşa, İstanbul'un en eski semtlerinden birisi.
Yitik sevdaların, kardeşçe dostlukların ve kaybolan yılların mezarlığı gibidir Kasımpaşa.
Camii Kebir mahallesinin incir yaprağı  kokulu sokaklarından biri olan Hoca Ahmet sokağında oturuyoruz.
Akrabalık bağları oldukça ileri seviyede.
Köyden İstanbul'a gelen amcalarımın ve halalarımın çocukları bir de biz 4 kardeş aynı evdeyiz.
Zaman zaman ev nüfusu 15'lere kadar çıkabiliyor.
Bir de teyzelerim var.
Merhum anneannem...
Dada doğrusu Şerife ebem.
Ve Şermin...
***
Dayım, İstanbul'da yaşama sarılmaya çalışan ancak türlü zorluklar ve talihsizlikler yaşayan bir Anadolu insanı.
Ekmeğin aslanın ağzında olduğu dönemler 70'li yıllar.
Bu zorluklar neticesinde ilk eşinden boşandı dayım.
Henüz küçük bir bebe olan Şermin dayımla kaldı.
Küçücük bir bebe.
Annem hangi birimizle uğraşacak.
Teyzelerim bekar, bizde kalıyorlar.
Tek çare Şerife ebem köyden kalktı geldi.
Çatma Mescid mahallesinde bir tahta binada küçücük bir oda ve binanın merdiven altındaki bir tuvaletten oluşan bir ev tutuldu.
Şermin ve Şerife ebem bu evde kalıyorlar.
***
Çocukluğu bu evde geçti Şermin'in.
Annesiz geçen yıllar.
Her akşam baba yolu gözlemeyi bile bilmeyen bir çocukluk.
Derken, Şerife ebem hastalandı.
Yaşı henüz 60'a bile varmadan bu ağır hayat şartlarına dayanamadı garibim.
O da bırakıp gitti Şermin'i...
Belki bizler vardık, halaları vardı belki ama ona analık eden Şerife ebemin yerini kimse dolduramadı.
Biz gülüp oynarken Şermin'in iç dünyasında neler yaşadığını hiç birimiz bilemedik.
Dayım, işlerini düzeltti.
Yeniden evlendi.
Hepimiz Şermin'i düşünüyorduk.
Dayımın yeni karısı bir başka kadının çocuğu olan Şermin'e analık edebilecek miydi?
***

Zeliha yengemiz.
Dayımın ikinci karısı.
Sen ne güzel yürekli bir kadınmışsın.
Annesiz geçen çocukluğuna sahip çıktın Şermin'in.
Zerre eksik etmedin kendi evlatlarına verdiğin sevgini Şermin'in üzerinden.
Sardın, sarmaladın.
O cennet kokan bağrındaki sıcaklığı Şerminimizden esirgemedin yıllar boyu.
Evet, Şermin belki de ilk kez ana sıcaklığını buluyordu Zeliha yengemizin kucağında.
Ve onca yıl sonra Şermin de "Anne" diyebiliyordu...
Siz bilir misiniz, yıllarca "Anne" diyememenin acısını?
Ve yıllar sonra "Anne" diyebilmenin mutluluğunu!?
***
Aradan yıllar geçti.
Dayım bir evlilik daha yaptı.
Seher yengemiz de sahiplendi Şermin'i.
Kendi evlatlarından ayırt etmedi.
Çile dolu bir çocukluk ve gençlik döneminden sonra evlendi Şermin.
Şimdi Antalya'da mutlu bir anne oldu Şermin.
Bana sorsanız annelerin en güzeli derim.
Benim çileli kız kardaşım.
Öylesine güzel bir yuva kurdu ki, herkes onlara imrenir oldu.
Allah iki evlat verdi.
Oğlu Onur'u mühendis yaptı Şermin.
Kızı Şeyda bu sene üniversiteye başladı.
Eşi Hüseyin ile mutlu bir aile tablosunda yerlerini aldılar.
***
Çileli bir hayatın sonunda onurlu bir hayat kuran,

Eşine ve sevgili evlatlarına mutluluk abidesi bir aile kuran benim güzel yürekli kız kardeşim...
Şermin...
Yıllarca hep uzaklarda da olsa, yüreğimin en güzel sızısı olan Şerminim...
Biliyor musun?
Sen bana hiç uzak olmadın!
İyi ki varsın, iyi ki Rabbim seni bizlere lütfetmiş...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder