Yıllar evvel Anadolu Yıldızı Derneği ve Nefer grubu ortaklığıyla Eskişehir'de düzenlenen ''Efsanelere Vefa Gecesi'' etkinliği için hayatta olan ve ulaşabildiğimiz tüm efsane futbolcu ve hocalarımızı Eskişehir'de toplamıştık. Etkinlik dahilinde merhum Abdullah Gegiç hocamızla birlikte kulübe bir ziyarette bulunduk. Ziyaret sonrasında dışarı çıktık. Gegiç hocam pek de hoşnut görünmüyordu ziyaretten. Tesislerden çıkıp bir iki adım attıktan sonra koluma girdi ve şu yüreğimi yakan sözleri söyledi fısıldarcasına: ''Gördün mü çocuk? Kulüpten bizi silmişler! Bir fotoğrafımız bile yok!''
***
İçimde ukde kalan anılardan biriydi.
O etkinlik muhteşem bir şekilde yapıldı.
Eskişehirspor sevdalılarının, Eskişehirspor'u 10 yıl gibi kısa bir sürede dünya futbol literatürüne bile girecek şekilde yaşayan bir efsane yapan tüm değerlerimize olan saygısı, sevgisi ve özleminin ne denli büyük olduğunu bizzat kendilerine muhteşem bir törenle sunulmasıydı o etkinlik.
***
Aradan geçen yıllar içinde Abdullah Gegiç hocamızın yüreğini burkan bu durumun düzeltilmesi için çok çaba sarfetmiş olmamıza rağmen, kulübümüzün içine düştüğü zor durumun da etkisiyle bu eksikliği gidermekte pek başarılı olamadık. En azından kulübümüzün yemekhanesine efsane isimlerimizin bir kaçının posterlerini asabildik.
***
Yaklaşık 10 yıldır içine düştüğümüz bataklıktan kurtulabilmek için mücadele etmekten de vefa borcumuzu anımsamakta zorlandık. Geçmiş yönetimlerin kulüpten sildiği değerlerimizi bizler unutmasak da layık oldukları şekilde anamadık, layık oldukları şekilde ağırlayamadık onları. Kulübün sahipsizliğe itildiği, İcra Kurulu başlayan taraftarın yönetimsel anlamda kulübe sahip çıkma ve ''Eskişehirspor artık kapansın, yerine yeni bir takım kuralım'' zihniyetine karşı verdiğimiz mücadele döneminde bile hep aklımızda efsanelerimiz vardı fakat bir türlü olmadı. İçine düştüğümüz kara delikte öylesine çetin mücadeleler verildi ki, efsanelerimiz için ürettiğimiz projelerimizi bir türlü hayata geçiremedik.
***
Son projemizi bu sezon başlamadan önce Nefer tribün liderimiz Murat Diri ve kulüp başkanımız Erkan Koca ile konuşmuştuk.
Sezonun ilk maçında efsanelerimize 2 loca ayrılacaktı.
Sezonun ilk maçı başlamadan evvel ulaşabildiğimiz tüm efsane futbolcularımız formalarıyla sahaya çıkacak ve taraftarları selamlayacaktı.
Ve tüm stad ES ES ES Kİ Kİ Kİ ESKİ ESKİ ES diye inleyecek derken Erkan Koca ve Murat Diri yerlerinden fırlamış ESES çekmeye başlamışlardı bile.
Hayalini kurduğumuz anı o an yaşıyorlardı.
Hatta ''Üçüncü daha güçlü'' moduna bile girmişlerdi.
Bu ''Çocuklar'' efsane futbolcularımızı yolda görünce tanıyamasalar bile her birini Eskişehirspor'u seviyorlardı.
***
Önemli olan yolda tanımak değildi.
Kalpten sevmek, adlarını duyunca bile heyecanlanmak, o günleri yaşayamamış olmanın hüznünü en derin şekilde hissedebilmekti.
Bugün Eskişehirspor'u sahipsiz bırakmamak için ateşten gömlek giyen ve Eskişehirspor'u yaşatmaya çalışan bu çocuklar efsanelerimizin emanetine sahip çıkma mücadelesindeler.
Evet, bir tribün lideri Eskişehirspor' a başkan oldu.
Diğer bir tribün liderimiz de yönetim kadrosunda olmasa bile elinden geldiğince yönetimin verdiği mücadeleye destek olmaya çalışıyor.
Keşke maddi ve manevi olarak bu yükü rahatça taşıyabilecek olan birileri çıkıp Eskişehirspor'a sahip çıksaydı da Murat Diri ve Erkan Koca da takımın başarısı için tribünde ter dökmeye devam etselerdi.
Efsane isimlerimizin yarattığı bu efsane takımı yaşatmaya çalışmak Erkan Koca ve yönetimde yer alan hiç kimse için suç sayılamaz. Hataları varsa hepimizin hatasıdır. Yanlışları varsa hepimizin yanlışıdır. Her hatada her yanlışta hepimizin payı vardır.
Eskişehirspor yönetiminde görev alan ve taraftar ya da tribüncü olarak tanımlanan her bir kardeşimizin bizimdir. Bizim evlatlarımız, bizim kardeşlerimiz, bizim dostlarımız, bizim arkadaşlarımız...
***
Boğazın Kırmızı Şimşekleri Derneği'ni kurduğumuz yıllardan bu yana efsane isimlere yakınlığıyla tanıdığımız sevgili Salih Danacı ağabey ile çokça konuştuk. Salih Danacı'nın İstanbul'dan ayrılıp, Eskişehir'e yerleşmesi beni biraz umutlandırdı. Efsane isimlerimizin kulüp yönetimlerine olan kırgınlıklarını giderebiliriz diye çok umutlandım ama olmadı bir türlü. Bir çok sebep neticesinde umutsuzluğa kapıldığımız bir anda Erkan Koca başkanımız yönetici arkadaşlarımızla birlikte efsanelerimizi ziyarete gitti. Öyle sıradan bir ziyaret değildi bu. İlk kez bir Eskişehirspor başkanı efsane isimlerimizi ziyarete gitti ve ellerini öptü.
İşte vefa buydu.
İşte sevgi buydu.
İşte saygı buydu.
Yıllardır yapılması gerekeni ''tribüncü başkanımız'' yaptı.
***
Benim gibi Eskişehirspor ile aynı yıllarda doğan ve Eskişehirspor efsane olma mücadelesini yaşayanların o efsane kadroya ve efsane takıma sevdalanması çok kolaydır.
O yıllarda bize öylesine büyük mutluluklar yaşattılar ki onları sevmemek mümkün değildi.
Ben 59 yaşıma geldim ve halen arada bir gider Ender Konca ağabeyimin doğup büyüdüğü ve şu an kullanılmaz halde olan o ahşap evin önünde adeta saygı duruşunda bulunurum.
Ben ''Hiç bir kupa, hiç bir şampiyonluk beni Eskişehirsporlu olmak kadar mutlu edemez'' cümlesini kurabiliyorsam bu İsmail Arca sayesindedir. Fethi Heper, Ayhan Aşut, Gegiç ve diğerleri sayesindedir.
Fakat, Murat Diri ya da Erkan Koca gibi kardeşlerimiz bizim gördüklerimizin binde birini bile göremeden sevdiler bu takımı ve efsane futbolcularımızı.
Sadece okudukları ve dinledikleriyle bile Aziz Bolel'in Yalçın Kılıçoğlu'nun, Abdullah Matay'ın, Büyük Burhan'ın, Mümin'in, Süreyya'nın, Agop Mehmet'in yarattıkları efsaneye sevdalandılar.
Benim sevdamdan çok daha büyük kardeşlerimizin sevdası.
Çünkü onlar görmeden, yaşamadan sevdiler.
Var olsunlar...
***
Erkan Koca'nın İsmail Arca ağabeyimin elini öptüğü fotoğrafa gözyaşları içinde defalarca baktım.
Heyecanlandım, mutlu oldum...
Erkan Koca başkanımız tesislerde efsanelerimize özel bir oda ayrılması sözünü de vermiş.
Bunu da okuduktan sonra iyice duygulandım.
''Bizi kulüpten silmişler çocuk'' sözlerinin acısı dinmişti sanki yüreğimde.
Ve kendi kendime gözlerimi kapatıp, Abdullah Gegiç hocama seslendim:
''Rahat uyu Gegiç hocam, emanetiniz emin ellerde. Artık sizleri bu kulüpten silmeye kimsenin gücü yetmeyecek!''