20 Şubat 2020 Perşembe

Bu börek ille de Tarihi Kasımpaşa Börekçisi'nde yenilmeli...

Börek...
Kimisi sade börek der, kimisi küt böreği der, kimisi de şekerli börek der...
Ben çocukluğumdan beri hep Kürt Böreği olarak bildim ve öyle dedim. Yine öyle demeye devam ediyorum...
Aslında adı çok önemli değil.
Tadı, lezzeti önemli.
Öyle çokça ahım şahım bir malzemesi yok.
Hamur, yağ ve pudra şekeri.
Tabii yanında da demli çayı olmazsa olmaz...
Bu börek İstanbul'un hemen hemen her bölgesinde yapılır satılır.
Her semtte, her mahallede mutlaka surette bir kaç börekçi dükkanı vardır. Hem de isimlerinin başında mutlaka ''Ünlü'', ''Namlı'' ya da ''Meşhur'' ibaresi de vardır.
Fakat hiçbirinin lezzeti İstanbul'un en eskilerinden biri olan Tarihi Kasımpaşa Börekçisi'nin böreği gibi lezzetli olamaz. O kadar mı iddialıyım? Evet o kadar iddialıyım. 
*** 
1947 yılında ''Börekçi Kamil'' olarak nam salan Kamil Ağırgün tarafından kurulan Tarihi Kasımpaşa Börekçisi'nde lezzet bunca yıldır hiç değişmedi. Merhum Kamil Ağırgün'den bu lezzet nöbetini devralan Zafer ve Bülent Ağırgün kardeşler yıllarca bu lezzetin hakkını verdiler ve bu aralar onlar da nöbeti evlatlarına devretme hazırlığı içindeler... Yani anlayacağınız nesiller boyu devam eden bir lezzet var Kasımpaşa'da. 
***
Sadece Kasımpaşa'da yaşayanların değil, Kasımpaşa'yı yaşayan her İstanbullu'nun mutlaka uğraması gereken bir lezzet durağıdır Tarihi Kasımpaşa Börekçisi. Sabahın erken saatlerinde ilk olarak geceyi uykusuz geçirenler ve sabah namazından çıkanlar gelir. O saat itibariyle başlayan kuyruk öğle saatlerine kadar devam eder. İstanbul'un en tarihi sokaklarından biri olan Kasımpaşa Cami Sokak'ta bulunan küçük ve şirin dükkanın önündeki masalar gün ağarmadan dolmaya başlar ve öğle saatlerine kadar yer bulmakta zorlanırsınız. Gerek kapıdaki kuyrukta gerekse masalarda herkes eş dost akraba gibidir. Gönülden selamlar verilir. Selamla başlayan sohbetler, afiyet olsunlarla tamamlanır. Hiç tanımasanız bile masanızı paylaşanları o an sanki kırkı yıllık dost gibi olursunuz.
***
Kasımpaşa insanının yüreğindeki samimiyettir belki de bu börekleri böylesine lezzetli kılan. Spordan siyasete... Hava durumundan trafik karmaşasına kadar her türlü mevzu o masalarda konuşulur ve çözülür. Ağırgün ailesi öyle bir mekan haline getirmiş ki bu küçük börekçi dükkanını sanki dev bir aile sofrası. Ve geçen yıllarla birlikte bu aile sofrasına oturabilmek hepimiz için bir ayrıcalık olmuş. Ben yolum uzak olduğu için haftada 1-2 defa gidebiliyorum. Bazıları hafta da 1 mutlaka gelir yaşadığı semt ne kadar uzakta da olsa mutlaka gelir. Bir de Kasımpaşa ve yakın semtlerde yaşayıp her gün bu lezzet durağında bulunma ayrıcalığına sahip olanlar var. İmreniyoruz onlara.
***
Evet, İstanbul'un onca namlı, şöhretli, ünlü ve de meşhur börekçilerinde bulamayacağınız bu lezzetin en önemli özelliği de İstanbul'un en ucuzu olması. Evet yanlış duymadınız bu güzel lezzet durağında hem börekler hem de o nefis demli çaylar İstanbul'un en ucuzu. Bunda da çok iddialıyım dostlar. Mutlaka gelin. Gelin ve bu eşsiz lezzeti bu büyük aile sofrasında tadın...

16 Şubat 2020 Pazar

Hatayspor'u nasıl yeneriz?

Hatayspor, TFF 1. Lig'in en güçlü şampiyonluk adayı.
Son maçında yine şampiyonluk mücadelesi veren bir başka ekip Akhisar Bld. Spor'a kendi sahasında yenildi.
Yani bu ligde yenilmez takım yoktur.
Eskişehirspor da 5 maçlık yenilmezliğin ardından Menemen Bld. Spor'a kaybetti.
Neden kaybettik, eksiklerimiz neydi?
Bu soruların cevabını hocamız Mustafa Özer mutlaka arayıp, çözüme kavuşturacaktır.
***
Menemen Bld. maçını kaybetmek Eskişehirspor için çok büyük bir kayıp değildir.
Hatta şöyle de düşünebiliriz:
Hatayspor maçını kazanmak için Menemen Bld. maçını kaybetmemiz gerekiyordu belki de...
Ancak Hatayspor maçını kazanmak çok büyük bir kazanç olacaktır.
Hatayspor maçını ne yapıp, edip kazanmak zorundayız.
Ama nasıl?
İşin teknik boyutunu Mustafa Özer ve ekibi halleder.
Rakibin zaaflarını, kendi takımının noksanlarını iyice tahlil edip, gerekli önlemleri mutlaka alacaktır.
***
Biz işin tribün boyutuna bakalım.
Biz taraftarız.
Taraftar olarak bu maçın kazanılmasında katkımız ne olur ona bakmalıyız.
Maç Cuma günü saat 19:00'da oynanacak.
Bu nokta da en büyük sıkıntımız bilet satış gişelerinin olmayışıdır.
Çalışan taraftarlarımız yoğunluktan ötürü bilet alamıyorlar.
Tahmin ettiğimizden çok daha fazla taraftarımız bu sebepten ötürü maçlara gelemiyor.
Bu sıkıntı mutlaka giderilmeli ve yüreğinde ESES sevgisi olan her taraftarımızın kolayca bilet alarak maça gelmesi sağlanmalıdır.
Bunda da en önemli görev sayın başkanımız Mustafa Akgören'e düşmektedir.
Başkanımızın ilgililerle yapacağı görüşmeler bu konuda büyük fayda sağlayacaktır.
***
Bu maçta tribünlerde onbinlerce sevdalı yürek tüm gücümüzle takımımıza destek olmalıyız.
Eskişehir'e gelen her takım oyuncusunun en büyük korkusu tribünlerdir.
Yapılacak gösteriler, söylenecek besteler ve tezahüratlar rakip takım oyuncuları için kabus, kendi oyuncularımız için doping etkisi yapmalıdır.
Geçmişe şöyle bir dönüp baktığımızda ESES sevdalılarının nice maçı çevirdiğini ve nice zaferlerin kazanılmasına öncülük ettiğini göreceğiz.
Klasik söylemde olduğu gibi tribünde 12. adam olmayacağız.
Futbolcularımızın dizlerinde derman, yüreklerinde 65 Ruhu ve gözlerinde yanan zafer meşalesi olmalıyız.
Binlerce sevdalı yürekle bir destan daha yazmak bizim için hiç de zor olmayacaktır.
***
Hafta boyunca özellikle sosyal medyada çok dikkatli olmalıyız.
Rakip takım oyuncularını motive edecek paylaşımlardan kesinlikle kaçınmalıyız.
Futbolcularımızı rehavete sokmadan yüreklendirmeli ve onlara olan desteğimizi abartılı düzeylere çıkarmadan göstermeliyiz.
80 bin civarında passolig kartı bulunan her tanıdığımızı maça gelmesi için teşvik etmeliyiz.
Gerekirse ''Bu maça gelmezsen hakkımı helal etmem sana'' deyip duygu sömürüsü de yapmalıyız.
Maça davet ettiğimiz her gönüldaşımıza da ''AMAN HACIM, MAÇA GELİRKEN KIRMIZI GİYİNMEYİ UNUTMA'' diye de sıkı sıkı tenbih edelim.
***
BİZ, kendi sahasında Akhisar Bld. Spor'a yenilen Hatayspor'u çok rahat yeneriz.
Yeter ki BİZ olmaya devam edelim.
Yüksek Eskişehirsporluluk Bilinci çerçevesinde Yeniden Büyük Eskişehirspor ülkümüz için savaşmaya devam edelim.
Tribünlerde maç izlemek yerine sahadaki evlatlarımızın yüreklerindeki ateşi daha da alevlendirelim.
Unutmayalım ki, BİZ 1965'te Anadolu semalarında parlayan ANADOLU YILDIZI'nı yeniden parlatmak için savaşıyoruz. BİZ, karanlık gecelerde Bizans zihniyetinin üzerine düşen KIRMIZI ŞİMŞEKLERiz...
İnanıyoruz, başaracağız...
Makus talihin prangalarını kıracağız...

13 Şubat 2020 Perşembe

Bir MELEK, Bir ÖDÜL ve bir ADAM....

Öyle demişti Eskişehirspor sevdalıları...
Kanatlanıp uçtuğun yerde bahtiyar ol Ediz Bahtiyaroğlu...
Ömrünün baharında cennetteki meleklerin safına katılan Ediz Bahtiyaroğlu.
Çocukluğundan itibaren çektiği tüm sıkıntıları ''Futbolcu olacağım, çok para kazanıp annemi babamı en iyi şekilde yaşatacağım onları rahat ettireceğim'' hayaliyle bertaraf eden bir güzel adamdır Ediz Bahtiyaroğlu...
***
Evlatlarına haram lokma yedirmemek için hayatın tüm zorluklarıyla mücadele eden bir babanın en küçük evladı o anaya ve babaya daha iyi bir hayat yaşatmak uğruna genç yaşta başlamış çalışmaya.
Bıkmamış, usanmamış...
Her olumsuzluk onu daha da güçlendirmiş, daha da hırslandırmış.
Ve başarmış o Yusuf yüzlü, Yunus gönül genç adam.
Ankara'da başlayan profesyonel futbol yaşamından kazandığı her kuruşu anasına babasına vermiş.
Onlara bir ev almış.
Futbolcu olup, para kazanan bir çok şımarık zibidi gibi altına son model araç çekip caka satmamış.
Hep ''Anam, babam ailem'' demiş.
***
Bir melek gibi yaşamış.
Ve bir melek gibi yaşayan bu genç adamın yolu Eskişehirspor'a düşmüş.
Eskişehirspor'u aşk ile seven onbinlerin gönlüne düşmüş Ediz Bahtiyaroğlu'nun o tertemiz yüreği.
Ailesini aşk ile seven, mesleğine aşk ile bağlanan bu güzel adam, bir futbol takımını aşk ile seven onbinlerce yürekle aynı kutsal sevda etrafında buluşmuşlar.
Giydiği formaya sevdalanan Ediz'i, Agop Mehmet'i, İsmail Arca'yı, Fethi Heper'i, Ender Konca'yı ve daha nice kahramanı sever gibi sevmişler...
Aşk ile...
***
Ve bir güzel ömrün sonuna gelmiştik.
Hepimizi yıkan, hepimizi hüzün deryasında boğan o acı haber bir kara bulut gibi çökmüştü üzerimize...
Ediz ölmüş dediler!
Olacak iş mi bu!
Ediz mücadele dolu kısacık yaşamını noktalarken onbinlerce sevdalı yüreğin baştacı olmuştu.
Ona olan sevgimi tribünlerden haykırmıştık:
KANATLANIP UÇTUĞUN YERDE BAHTİYAR OL EDİZ BAHTİYAROĞLU...
Necdet Yıldırım gibi, Yalçın Kılıçoğlu gibi, Sinan Alağaç gibi Ediz Bahtiyaroğlu da artık ESES sevdalılarının gönlünde taze bir yara olarak kalacaktı sonsuza kadar.
***
İnternational Sport Summit (ISS) tarafından bir ödül töreni düzenlenmişti.
EDİZ BAHTİYAROĞLU YILIN SPOR ÖDÜLLERİ
Üzerindeki aşk ile özdeşleşmiş Eskişehirspor formasıyla cennete uçup giden bir güzel adamı yaşatmak için bundan daha güzel bir etkinlik olamazdı.
Uluslararası Spor Zirvesi - İnternational Sport Summit yetkililerine bu etkinlikten dolayı minnettarız.
Bu güzel etkinliğe evsahipliği yapan Nişantaşı Üniversitesi'ne minnet ve şükran duygularımızı sunuyoruz.
Eskişehirsporlu Ediz Bahtiyaroğlu olarak cennete uçup giden o güzel adam için düzenlenen bu güzel etkinliğin açılış konuşmasını yapan Eskişehirspor kulübü başkanı sayın Mustafa Akgören'in de dediği gibi ESES sevdalıları Ediz'i ve Ediz'in adını yaşatmak için elinden geleni yapan herkesi gönlünde yaşatacaktır.
***
Törende bir çok kişi ve kuruluşa ödül verildi.
Ödül alan sporcu ve spor gazetecileri Eskişehirspor taraftarından bahsetti, Eskişehirspor'un bir an evvel layık olduğu yerlere dönmesi gerektiğini vurguladı.
Ve bu etkinliğin en anlamlı ödülünü BİZ aldık.
Yılın en iyi taraftar grubu ödülünü kazanan NEFER grubu lideri Murat Diri ödülü aldıktan sonra yaptığı kısa teşekkür konuşmasında ''Bu ödülü hakettiysek tüm Eskişehirspor taraftarları olarak hakettik. Benlikten kurtulup BİZ olabildiğimiz için bugün bütün Türkiye Eskişehirspor taraftarını imrenerek izliyor'' demişti.
Ne güzel dedin be reis!
Benlikten kurtulup BİZ olabilmek.
Tükenmiş Nefesler'e verdiğimiz sözü tutabilmenin tek reçetesi BİZ olabilmek.
***
Yıllar öncesini düşündüm Murat Diri o ödülü alırken.
Tribünlerimiz ne hale gelmişti.
Olabilecek her türlü olumsuzluk varken Nefer grubu kuruldu ve bugünlere geldik.
Bugün Eskişehirspor tribünlerinde o ambiyansı yaşayabilmek için İstanbul'dan kalkıp Eskişehir'e maça giden başka takım taraftarları var.
Onca acımasız eleştir, yalan dolan iftira o ADAM'ı bezdirmedi.
Eskişehirspor tribünlerini yeniden bütün Türkiye'nin imreneceği bir hale getirmek için mücadele etti.
Bir çoğumu bu mücadelede yorulduk, bıktık, usandık ama o yılmadı.
Kenara çekilenlerimiz oldu O gelip omuzlarımızdan tutarak bizi ayağa kaldır.
Nefer'i kurduğumuz yıllarda ettiğimiz yemini hatırlattı bize:
SENİ TAHTINA OTURTMADAN ÖLMEK HARAM OLSUN BİZE!
***
Biz o adamla, yani Murat Diri ile hep ayakta kaldık.
Eskişehirspor düşmanlarına karşı omuz omuza mücadele ederken önce BİZ olabilmeyi başardık.
Ve sonunda en anlamlı ödülü 1 milyon katılımcının oylarıyla aldık.
Bu başarının mimarı Murat Diri'dir, Neferleri de BİZ olabilen tüm Eskişehirspor sevdalılarıdır.
YAŞASIN ESKİŞEHİRSPOR!
YAŞASIN YENİDEN BÜYÜK ESKİŞEHİRSPOR Mücadelemiz!


11 Şubat 2020 Salı

O bir Eskişehirspor sevdalısı: Bülent Maşaoğlu

Ulu Tanrımız Allah'a şükürler olsun ki, ömrümüzü hep güzel yürekli ADAMLARLA süsledi.
Maddi servetten çok daha büyük bir servettir, güzel yürekli insanların gönül sofralarına bağdaş kurabilmek.
Bizim de nasiplendiğimiz bu gönül sofralarından biridir Bülent Maşaoğlu'nun o güzel yüreğindeki gönül sofrası.
***
Kimdir bu Bülent Maşaoğlu derseniz kısaca yanıtlayayım.
Ömrünü iki büyük davaya adamış, bu iki büyük dava uğruna çalışmış çabalamış, yaptığı onca güzel işlere rağmen mütevaziliğinden zerre ödün vermemiş bir gönül adamıdır Bülent MAŞAOĞLU.
Eskişehir - Sivrihisarlıdır.
Eskişehirspor sevdalısı ve Türk Milliyetçiliği davasının mütevazi davasının bir neferidir.
Halen Boğazın Kırmızı Şimşekleri Derneği Yönetim Kurulu'nda Muhasip olarak görev yapmakta. Bülent Maşaoğlu aynı zamanda MHP İstanbul İl Başkanlığı'nda Türk Dünyası'ndan Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı görevini de sürdürmektedir.
***
Siyasi yanını kendisine bırakıp, Eskişehirspor sevdasından bahsetmek isterim dilimin döndüğünce.
Futbol ile çok alakalı bir adam değil.
İşleri ve siyasi faaliyetlerinin yoğunluğu sebebiyle öyle çokça maçlara, deplasmanlara gidip gelmişliği de yoktur.
Hani birisi bir futbol sohbetinde kendisine ''Mersin İdman Yurdu Süper Lig'de şampiyonluk kovalıyor helal olsun'' falan dese inanacak kadar alakalıdır futbolla.
Fakat yüreğinde öylesine büyük bir ESES sevdası vardır ki, çoğumuzdan önce Eskişehirspor kulüp üyeliği hakkını kazanmıştır. Hem de kulüp üyesi olmanın en zor olduğu dönemlerde.
***
Eskişehirspor'a karşı tüm vazifelerini harfiyen yerine getirir.
Eskişehirspor ile alakalı ne varsa içinde bulunmak için büyük gayret sarfeder.
Yardımlarını, desteklerini hep gizler.
''Aman abi kimse duymasın'' diye sıkı sıkı tenbihler bizi...
Derneğimize gelen genç arkadaşlarımızı sorar soruşturur.
''Aman ağabey bir tane bile kardeşimiz sıkıntı çekmesin''
***
Futbol ile çok alakalı olmayıp da Eskişehirspor'a aşk ile bağlı olan Bülent Maşaoğlu gibi ADAMları tanımak bilmek lazım.
Onların sevgisi çok anlamlı ve çok değerlidir.
Eskişehirspor'u böylesine sevmek herkese nasip olmaz.
Allah'a şükürler olsun ki, Eskişehirspor'u bu kadar güzel seven Bülent Maşaoğlu ile Yeniden Büyük Eskişehirspor davasının başarısı için birlikte mücadele etmek nasip oldu bizlere.
***
Siyasi görevi ve başkanlığını yaptığı Ural Eğitim Kültür ve Stratejik Araştırmalar Derneği vasıtasıyla gittiği tüm Türk Cumhuriyetleri'ndeki temaslarında Eskişehirspor'u da tanıtmayı bir görev bilen Bülent Maşaoğlu sayesinde Türk Cumhuriyetleri'nin bir çok üst düzey yöneticisi Eskişehirspor'u takip etmeye başladı.
Dedik ya o bir Eskişehirspor sevdalısı, O bir Eskişehirspor misyoneri...
Bülent Maşaoğlu'na o güzel yüreğinde bizlere de yer açtığı için bir kere daha teşekkür ediyor, ömrünün bereketli olmasını diliyorum...
İyi ki varsın Bülent Maşaoğlu...

9 Şubat 2020 Pazar

Biz Kenetlendik. Sıra ESKİŞEHİR'de!

Çok zor günler geçirmiştik...
3. Lig'de adını bilmediğimiz takımların, yeri bilmediğimiz stadlarında gözyaşlarımızı bıraktık hatıra olsun diye...
Sonra toparlandık.
Yeniden Büyük Eskişehirspor ülkümüze dört elle sarıldık.
''Seni tahtına oturtmadan ölmek bize haram olsun ESESİM'' diyerek yeminler ettik.
Başardık!
Yeniden layık olduğumuz yere çıktık.
Fakat uzun sürmedi.
Makus talih yeniden üzerimize kara bulut gibi çöktü.
***
''Bu sefer düştüler!''
''Burdan kurtulamazlar!''
''Burdan düşerlerse yok olurlar''
''Hah şimdi oldu -9 aldılar yok oldular''
Türünden üzerimize oynanan oyunların başarılı olması için söylene sözlere aldırış etmeden direndik, çabaladık, savaştık...
Eskişehirspor'un sülük gibi kanını emenleri temizledik.
400 küsur naylon poşeti söküp attık bünyemizden.
Yeri geldi hacizlerle boğuştuk.
Yeri geldi genç futbolcularımıza kahvaltı verecek dermanımız kalmadı.
***
Stad kapılarında makbuzla para topladık.
Demir paralar ve en küçük kağıt paralarla çarkı döndürmenin derdine düştük.
Hatıra biletler, bardaklar sattık.
Üç beş kuruşlarla bir devi yaşatmanın derdiyle dertlendik.
Üzüldük.
Çok acılar çektik.
En yakınımızdakiler bile inanmadı bize.
Her 'dost' bir bir terketti en tenha yerlerde.
Bıkmadık...
Usanmadık...
Yılmadık...
Yıkılmadık...
DİRENDİK!!!
***
Direndik, çünkü biz doğarken bile bozuk düzene direnen bir sevdanın neferleriydik.
Mehmet Şimşek, Selim Demircioğlu, Murat Diri ve Erkan Koca önderliğinde başlayan DİRENİŞ hareketi bugün Mustafa Akgören ile Diriliş hareketine dönüştü.
Türk futbolunun görüp görebileceği en büyük varoluş öyküsünü biz yaşadık, biz yazdık.
Omuz omuzaydık, yürek yüreğe vermiştik.
Aramıza giren virüsleri temizledik ve #BizBize kaldık.
Biz başardık.
Çünkü biz Eskişehirspor ortak paydası etrafında sorgusuz sualsiz toplandık, tek yürek, bir vücut olduk.
Eskişehirspor'u sevdiğimiz kadar sahip çıkmayı da başardık.
***
Patron olan dostlarımız da kulübümüze üye oldu, asgari ücretle çalışan gönüldaşlarımız da kulübümüze üye olabildi. Hatta taksitli üyelik sistemiyle öğrenci arkadaşlarımızdan bile üye olanlarımız vardı.
15 yıl önce haykırdığımız gibi artık ''Sevdaya kota konulamıyor!''
Eskişehirspor halkın takımıdır dedik ve biz kazandık.
Artık Eskişehirspor sadece Eskişehir halkının değil, kurulduğu günlerde olduğu gibi tüm Anadolu halkının takımıdır.
***
Makus talihe boyun eğmeyenler, tüm zorluklara rağmen Yaşasın Eskişehirspor diye haykırarak Eskişehirspor'u yaşatmayı başaranlar olarak bizler kenetlendik.
Yıllarca tribün liderliği yapan Mustafa Akgören başkanımız, yönetim kurulumuz, teknik heyetimiz, futbolcularımız ve cefakar Eskişehirspor sevdalıları...
Bir bütün olduk.
Kenetlendik, birlikte savaştık ve kazandık.
Şimdi zaferimizi taçlandırma zamanı!
***
Bir avuç sevdalı yüreğin verdi kurtuluş mücadelesi kazanıldı ve şimdi Yeniden Büyük Eskişehirspor idealimizin gerçekleşmesine geldi sıra.
Mücadelenin bu bölümünde sizlere ihtiyacımız var.
Sanayicilerimize, tüccarlarımıza, esnafımıza, belediye başkanlarımıza, milletvekillerimize, oda başkanlarımıza, muhtarlarımıza, esnafımıza, çiftçimize, doktorumuza, avukatımıza, amirimize, memurumuza, öğretmenlerimize, imamlarımıza...
Hasılı kelam Eskişehir'de yaşayan ve Eskişehir'de doyan herkese ihtiyacımız var.
Bir kaç kişinin sırtına yüklemeyelim yükü.
İMECE yapalım!
***
En büyük sıkıntımız yıllardır yaşadığımız GÜVEN BUNALIMI idi.
Eskişehirspor'u bu hale getirenlere güvenmediniz.
Haklıydınız da!
Şimdi bir Mustafa Akgören var!
Mustafa Akgören sizin çocuğunuz. Çoğunuzun okul arkadaşı. Bazılarınızın aile dostunun oğlu. Kimilerinizin akrabası. Kiminizin tribünden arkadaşı ya da lideri. Sizin yeğeniniz. Belki en iyi arkadaşınızın torunu. Eşinizin akrabası belki de! Kiminiz onu sokakta kısa pantolonla top oynadığı zamanlardan bilirsiniz!
İşte o Mustafa Akgören yahu!
Bizim Mustafa!
Ona da mı güvenmeyeceksiniz!
Başkanlık makamına oturduğu günden bu yana bir tek yalanı dolanı yok!
Öyle boş vaatlerde bulunmuyor!
Atıp tutmuyor!
Kimseye sallamıyor!
Enkaz edebiyatı da yapmıyor!
Mustafa Akgören...
Güvendi.
Eskişehirspor sevdalılarına güvendi. Teknik ekibe güvndi ve #BizimÇocuklar'a güvendi.
Kendini ateşin tam göbeğine attı.
Ben yanmazsam kim yanacak ESES için dedi ve başardı!
***
Şimdi tüm Eskişehir'in Mustafa Akgören ve ekibine güvenme vaktidir.
Şu an tek sıkıntımız yıllardır ızdırabını yaşadığımız bu güven bunalımıdır.
Artık bu bunalımdan kurtulalım.
Birbirine güvenen bir avuç insan Türk futbol tarihine bir destan daha yazdı.
Bu destan bitmedi ve siz de bu destanı yazanlardan birisi olmak istiyorsanız Mustafa Akgören ve ekibine güvenelim.
Desteklerimizi arttırarak devam ettirelim.
İNANANIN,
İNANALIM!
BİZ BU MAKUS TALİHİ ESKİŞEHİR HAKLI OLARAK YENECEĞİZ!